Bizim dünya dediğimiz şey kendimiziz aslında; kendi bildiğimiz, kendi yaşadığımız, kendi anladığımız, kendi sevdiğimiz ve yine kendi nefret ettiğimiz şeylerle sınırlı bir şey! Hayattan ne anladığımız kendi insanî kapasitemizin, idrakimizin, bilincimizin izin verdiği kadar! Başkalarının dünyası da kendi insanî çapları kadar! Şaşmaz doğrularımız var ya, hepsinin menzili bizim son sınırlarımızda bitiyor. Hepimiz bir gezegenin içinde topluca ve aynı zamanda kendi iç dünyasında tek başına yaşayan varlıklarız. Gerçeklik dediğimiz şeyin genişliği, içinde yaşadığımız fanusun vadettiği, izin verdiği kadar. Ufku durduğumuz yerden görebildiğimiz kadar… Ama işin cilvesi o ki, herkes o fanusu bütün bir alem sanıyor ya da bu yalana bir şekilde kanıyor. Bir şeyleri derinliğine anlamak ve kavramak, hayata daha geniş ve derin bir zaviyeden bakmak noktasında aşamadığımız en büyük engel bu olmalı!