Hafiften dalga sesi, ayak bastığınız kızgın kumlar ve hücrelerinize kadar ısıtan güneş… Bu ambiyansı düşününce bile yüzümüzde bir tebessüm oluşuyor. Bir de bahsettiğimiz şartları, bu alanda, dünyanın en popüler yerlerinden birinde yaşadığınızı düşünün. Deniz, kum ve güneş birbirine hiç bu kadar yakışmamıştı belki de. Evet, Karayipler’deki Turks ve Caicos Adaları’ndan bahsediyoruz. Bu arada adı sizi yanıltmasın bu adalarla hiçbir bağlantımız yok. Turks ve Caicos Adaları hala İngiliz himayesinde bulunan topraklar.
1492 yılında, yeni dünyayı keşfetmek için yola çıkan Cristopher Colombus tarafından ayak basılan topraklar, tahmin edersiniz ki, o vakitten sonra pek eskisi gibi kalamamış. Yerli halkın gitgide azalan nüfusu ve adaların 18. yüzyılda korsanların uğrak noktası haline gelmesi, toprakların ıssızlaşmasına neden olmuş. Başlıca geçim kaynağı turizm olan ülke, 1980’li yıllarda kendini dünyaya tanıtmaya ve yavaş yavaş bir turizm cenneti olarak anılmaya başlamış. Pırlantaları, zümrütleri, yakutları, dünyanın en kıymetli taşlarını kıskandıracak güzellikteki bu ülkeye gitmek için daha fazla beklemenize gerek yok; hazırlıklara hemen başlayın!