Temalar- İlhami Çiçek
Podcast
About this episode
Bu tuvalde akşam bir kurdeladır
Gök çözük sevgili saçlarıyla anlatıldığından
Ayrıca ırmak yataklarına yer verilmemiş
Ressam diyor ki,
Su düşlemek için vardır
Aya gelince susuyor ressam,
Kurdeladan bir akşam
Bir tabutun yandan görünüşü
Sokak el ayak çekilmiş ama ev orda durmuyor
Şu boş palto bir dolambaçsa eğer
Dolambaç giyilebilen bir şeydir ve
Dünyanın bütün kurdelaları yapayalnız
Her şey simsiyah,
Her şey simsiyah,
Her şey
El ayak çekilmiş ama ev orda durmuyor, durmuyor
Ama ev orda durmuyor,
Durmuyor
Biri daima yürür –dışarıda
Yokken dışarısı, dışarısı diye bir şey dışarıda
Bu tuvalde nesne kendisi değil
Diyelim, sokakta allak bullak bir adam
Yalnız allak bulaklığı boyuyor ressam
Ne sokak ne adam
Hem sokak hem adam.
Boşaltılmış şehirler kadar yalnızdır
Bir şehirde,
Bir duvara asılı
Üfleyeni kalmamış kınalı bir kaval kadar mahzun
Kınalı bir kaval kadar mahzun
Kınalı bir kaval kadar mahzundur
Adına sessizlik dedikleri o ses nereye gitse yanındadır
Engel olamaz susmasından kelimeler olur engel olamaz
Yani, yirmi dokuz yaşında
Yani, ceplerini can erikleriyle doldurup
Sokaklarda bademli düşlere eyleşen aylak adam
Açıklamalıdır ki
Kelimesiz bir yalnızlık mümkün değildir
Açıklamalıdır ki romancı yanılmıştır bu noktada
caddeleri ve aynaları olan bu şehre kaçırtan budur
Boşaltılmış şehirler kadar yalnızıdır
Kelimeye yargılıdır
Bir şehirde
Bir duvara asılı
Üfleyeni kalmamış bir kınalı kaval kadar mahzun.