İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına, Yaralarım Aşktandır- Füruğ Ferruhzad/ Osho: Her Şeye Sahipsiniz Kendiniz Hariç- Tuğba Sarıünal
13 October 2022

İnanalım Soğuk Mevsimin Başlangıcına, Yaralarım Aşktandır- Füruğ Ferruhzad/ Osho: Her Şeye Sahipsiniz Kendiniz Hariç- Tuğba Sarıünal

Şiirlenelim

About

Bırakmak tuhaf bir cesaret istiyor. Bir işi bırakmak, bir huyu bırakmak, bir şehri geride bırakmak, bir alışkanlığı bırakmak, bir hayali geride bırakmak...Bir önceki benliği geride bırakmak, bir insanı geride bırakmak. Cesaret, hem de ürkütücü bir cesaret istiyor.


Ben üşüyorum


Ben üşüyorum ve sanki hiçbir zaman ısınmayacağım


Bak burada zaman nasıl da ağır


Ve balıklar nasıl da benim etlerimi kemiriyorlar




Böylesine perişan olmayı nasıl becerebiliyorsun? Her yerde yağmur yağıyor, sen susmaktasın.


İmkansız olanı başarıyorsun. Her yer aydınlık ama, sen karanlıklarda yaşıyorsun.


Ölümün yerlerde olduğu yok. Ama sen sürekli ölüp durmaktasın. Hayat bir mucize, ama sen felaketlerdesin. Daha iyi bir yer olması için dünyaya yardım et. Evinden çıkman gerekmez. Masandan kalkma ve dinle...Hatta dinleme bile, yalnızca bekle. Hatta bekleme bile...Kesinlikle sessiz, ve yalnız ol. Terk etme dünyayı bulduğun gibi. Biraz daha iyi, biraz daha güzel bir yer haline getirmeye gayret et. Dünya maskesini düşüresin diye, gelip kendini sunacaktır sana, başka türlü olamaz. Kendinden geçmiş bir halde eğilecektir önünde.


Ben üşüyorum. Ve biliyorum. Nereden bildiğimi söyleyemem, ama biliyorum. 


Ben, yüreğini yitirmiş bu zamandan korkuyorum.


Ben, bunca elin boşunalığını düşünmekten,


Bunca yüzün yabancılaşmasından,


Yaşlanmaktan,


Okunmaya değer bir şey yazamamaktan,


İnsanların güvenini boşa çıkarmaktan,


Mutlu olmayı öğrenememekten,


Bir gün yeniden kırılmaktan,


Ailemi kaybetmekten,


Ve sonunda yapayalnız kalmaktan korkuyorum.


Yaşamak istiyorum ama sadece korkuyorum.




Ama benden nasıl korkulur tanrım?


Ben....


Ben ki, asla sisli damları üstünde gökyüzünün,


Yeğni ve başıboş uçurtmalardan başka hiçbir şeyi değildim.


Hiçbir şey yoktu. Bomboştu. İşte, şu avcumun içi gibi. Ama yine de yoklamayı sürdürdüm.


Kaybettiği bir şeyi bulmayı çok istediği zaman, insan bazen öyle yapar. Bakar bir göremez, bomboştur baktığı yer. Öyleyken, yine de on beş kez bakar aynı yere.


Zindanımın karanlığı öldürüyordu beni


Yine de, kendimin gardiyanıydım.


Sonra umursamamayı öğrendim. Doğdum, büyüdüm, yenildim.


Geldim, gördüm, sıkıldım.


Sevdim, sevildim, yalan duydum.


Dokundum...




Hayatın her saniyesinde upuzun ağlayan bir insan kervanı, bir de daha küçük gülen bir insan kervanı var. Ama üçüncü bir kervan daha var. Artık ağlamayanların ve gülmeyenlerinki. Üçü arasında en hüzünlü olan da o. 


Götür beni ey gönül okşayan umudum!


Şiirler ve coşkular kentine götür




Ben bir taşkınlığa bırakılmak istiyorum.


Ben o koskoca buluttan yağmak istiyorum


Ben ''Hayır. hayır, hayır, hayır.'' diye haykırmak istiyorum




Kaybolmuşluk duygusu gibi korkuncum ben.


Ama terk etmeyeceğim dünyayı bulduğum gibi.


Biraz daha iyi, biraz daha güzel bir yer haline getirmeye gayret edeceğim.