Cemil Meriç'ten Lamia Hanım'a Mektuplar 17-18
30 November 2023

Cemil Meriç'ten Lamia Hanım'a Mektuplar 17-18

Şiirlenelim

About

Yine şuh bir sonbahar günü. Türkçenin musikisini senin sesinde tattım. Parçam olmasan kıskanırdım seni. Kelimeler benim ülkem. Kelimeler içine gönlümü doldurduğum birer kadeh. Kelimeler benim kölemdiler. Ama onlar da kıskanç. Ben artık kelimelerde değil, sende yaşamak istiyorum. Kelimelerin dışında yaşamak. Sen kelimelerden de güzelsin. Ve kelimeler senin dudaklarında güzel. Onları da senin emrine veriyorum.


Bu dünyada senden bir tane daha yok. Seni yanımda istediğim kadar, canımı bedenimde istemedim.


Avucumun içinde yavru bir kuş gibisin. Kıpır kıpır bir hal var üzerinde.


Kalacak gibi de gelsen bazen, o kadar belli ki, gideceksin….




Eğer her mektubun böyle alevle yazılacaksa ben nasıl dayanacağım? Yine şuh bir bahar sabahı. Ekim sonunu Mesih bekler gibi bekliyorum. Mektupların, mektupların alev alev. Kalbini kâğıda işleyebiliyorsun. Benim, bütün kadınları kendinde toplayan kadınım.


Diriyim, kuvvetliyim. Yalnız seninim. Ve yalnız beni düşündüğün müddetçe aşkımızın ömrü ebedidir. Keşke binlerce ruhum olsa, her akşamın için birini verebilsem.


Gerçekten seviyorsan, fedakârlıklara alışmalısın. Aşk fedakârlık demek. En küçük nazlarını feda edemiyorsan, alışkanlıklar seni tehlikeden tehlikeye atabilir.


Aşk, rastlanıldığında yaşamak, kaybedildiğinde ölmeye yakın olmaktır.


Kendine bak.


Aşkımıza layık ol.


Aşka layık ol.


Bu akşam sesini duymağa çalışacağım, içinde eriyerek.




En çok gözlerini seviyorum. O güzelim kahverengi gözlerini. Kalın kaşlarının altında hep bana bakan. Öyle güzel bakıyor ki bazen, içim eriyor. O bana bakmayınca, o beni görmeyince yok gibi oluyorum. Hep baksın, hep görsün istiyorum. Evin içinde birşeylerle uğraşırken, dalmışken, bir anda bir his, kafamı çeviriyorum. Beni seyrediyor gülümseyerek...Hiçbir şey bana ''O anın yarattığını yaşıyorum'' hissini hissettirmedi daha önce...


Kelimelerin arkasına saklanmaya ihtiyacım yok. Maskesizim.


Gülünç olmaktan korkmuyorum.


Korkmuyorum artık solmaktan.


Solmaktan,


Ve solgunluktan.




Ben seni değil, kendimi kurtardım. Çünkü bir kadın önce sana, kendine davranılması istediği gibi davranır. Sonra kendine nasıl davranılıyorsa, o şekilde davranmaya devam eder.


Ben kendimi kurtardım. Çünkü ağzı kapalı balık, asla oltaya takılmaz.


En çok buna tutulmuştum sende. Benim gibi hayatındaki her santimi hesaplayan, ve o hesapları şu kadarcık olsun şaşmayan, her şeyi herkesten önce düşünen.


Kendini dünyanın en akıllısı sanan bir erkeğin de aklına gelmeyecek şeyler olduğunu göstermiştin bana. Senin olduğun yerde en güçlü, en akıllı ben değildim. Her şeyi tek başına halletmeye razı olan biri olarak, "Ben hallederim, merak etme" cümlesini duymanın insana nasıl büyük bir ferahlık verdiğini ilk kez sayende öğrenmiştim.




Gök de sensin, yerde sensin!


Hem alansın, hem verensin!


Hem çiçeksin, hem derensin!


Leyla bir tomurcuk, sen bir muhteşem gül.


Leyla bir mısra, sen bir destansın. Leyla bir kıvılcım, sen bir şafaksın. Leyla bir tecessüs, Leyla bir masal, Leyla yaşamayan, Leyla bir yarım.


Sen doyulmayan, sen kanılmayan, sen rüya, sen gerçek.




Her seven,


Sevilenin boy aynasıdır.


Sevmek,


Sevilenin o aynaya bakmasıdır.




Çöldeki kumlar gibi susuzum,


Çatlayan topraklar gibi susuzum.


Günlerdir mektapsuzum




Kitapların yazmadığı bir aşk bu, şarkıların söylemediği bir aşk


Seni az sevmekten korkuyorum.


Sana yetmemekten korkuyorum.


Sana çok gelmekten korkuyorum.


Bu gece evimdeki yalnızlıktan nasıl korktumsa içimdeki sensizlikten öyle korkuyorum...




Yaşamamı istiyorsan anlamağa çalış beni.


Ve bütünümle sev.


Hasretle.