Bir varmış
Bir yokmuş
Masallar hep böyle başlarmış
Ayrılık:
Bir tür isyan
Sabırsız!
Bir tür, ihtilal olma tutkusu
Yine
Yürümek bir tür ayaksız
Bir tür, ayaksız ayağa kalkma arzusu!
Ayrılık:
Düşün ki:
Bir tür, sonbahardır
Düşlerin vardır
Yağmursuz,
Öamursuz ıslanmak,
Kirlenmek biçiminde!
Bekledim
Çok bekledim
Her girdiğim karanlıktan, birinin beni çekip kurtarmasını bekledim
Ama kimse beni kurtarmadı
Ne gelen vardı
Ne giden
Bana kalbim yok gibi davranıyorlar anne.
Kalbimi kırıyorlar
Ölüyorum anne
Görmüyor musun?
Görmedin hiç
Neden görmedin?
Bende bir fotoğrafın var
O bile yüzüme bakmıyor
Eğer beni görseydin, böyle olmazdı
Beni gör diye çırpınmaz,
Kendimi parçalamaz
Kendimden vazgeçmezdim
Herkes bir şey olmak isterken, ben hiç olmak istedim
Ne bir adım vardı
Ne de bir soyadım
Elimde hiçbir şeyim yoktu
Kimseydim,
Kimsesizdim
Kimliksizdim
Oysa umut vardı,
Hülya vardı,
Düş vardı
Şimdi, uykudadır dudakların
Ellerin, çekilmeyi bekleyen tetikler gibidir
Kalbim, iyi bir bestekar ama, kötü bir yorumcudur
Beni tanıyor muydun?
Sanmıyorum
Hakkımda açıklama yapılmamıştı daha
Kutsal kitaplarda,
Kutsal metinlerde esamem okunmuyordu
Peki, sana hiç mi dokunmuyordu yalnızlığım?
Görüyorsun
Gün geliyor bütün sevdalar kirleniyor
Bütün gökler,
Bütün balerinler,
Bütün nilüferler
Hatta beyazlar da...
Gel bana ne olur diyemem
Geldiğinde beni bende bulabilir misin,
Onu da bilemem
Ben seni seçerdim
Yüz yaşamda,
Yüz dünyada,
Gerçekliğin herhangi bir versiyonunda da seni bulur,
Seni seçerdim
Ben şimdi kalkıp gel desem sana,
Hangi sıradan ölü tenezzül edecek bu çağrıya?
Lütfen peşin hükümleri bırak!
Göğe bak!
Görüyorsun
Şu mavi
Ve hayat, bizi içine alamayacak kadar ufak...
Beni karanlıkta bırakan ilk kişi değilsin
Ama önümdeki çiti aşmayacağım
Çiti yalnızca parçalayacağım.
Sana sitemler yağdırarak iyileşemem
Biliyorum
Ama yalandan ağlanmaz His
Yananlar ağlarlar
Evet
Hepimizin hayatında bir tını eksik
Ne olduğunu keşfedemediğimiz,
Diplerden gelen bir patlamaya eşlik eden bir tını eksik
Gitme
Çünkü kaybolmuş gibi hissediyorum sen gidince
Eksiliyorum
Bilemiyorum ellerimi nereye koyacağımı
Boğazım düğümleniyor, yutkunamıyorum.
Çünkü bir ağrı saplanıyor ciğerlerime,
Dayanamıyorum
Beni hiç anlamadın
Anlamayacaksın
Aslında o kadar farklı değiliz
Farklı bakıyoruz sadece
Farklı düşünüyoruz
Senin sözde doğruların var
Benim kalpte yanlışlarım
Senin gitmeyen korkuların var
Benim bitmeyen duygularım
Senin uzun kahvaltıların var
Benimse yetmeyen duygularım
Sen bir ömür sonrasında yaşıyorsun
Ben bir saat öncesinde
Sen hayata koşuyorsun
Ben hayatın gölgesinde
Öyle ki,
Bir adım mesafe bile gurbet oluyor işte
Aksi sana bildirilinceye dek,
Gözyaşlarına güveniyorum hâlâ
Çözemediğimiz,
Çözemeden yaşadığımız,
Bir anlamda katlandığımız tutkuların haklılığını kanıtlayan şey'lere güveniyorum ben
Gel
Sadece çok istiyorum