''Ben olsam utanırdım biliyor musun? Ben olsam yemin olsun utanırdım. Senin ettiğini ben etseydim, Ve kafamı koyduğum yastık başımı ağrıtmasaydı, yastıktan bile utanırdım.''
18 April 2024

''Ben olsam utanırdım biliyor musun? Ben olsam yemin olsun utanırdım. Senin ettiğini ben etseydim, Ve kafamı koyduğum yastık başımı ağrıtmasaydı, yastıktan bile utanırdım.''

Şiirlenelim

About

Çok sevmenin sevgisizliğine uğradım ben


Feda ettim her şeyi bağlanmak korkusu uğruna




Kalırsan sel basar yataklarımı


Gidersen uçurum çiçekleri açar kalbimde




Susuyorum,


Ölülerim uyuyor kalbimde




Geçsin istiyorum zaman


Mümkün olduğunda hızlı


Her şey olacağına varsın


Ben de öleceksem eğer,


Bu belirsizlik artık bitsin


Ben de öleceğime varayım




Çöl geçer


Çöl durur


Çöl yaratılır yeniden


Çok uzaklarda değil


İçimizin iklimi kuma bakar


Suları çekilen kumlara bakar


Anlarsın sen de


Uzun bir susmadır başkasındaki ölüm




Aniden olmadı


Birikti


Yavaş yavaş doldu


Taştı sonunda




Ben olsam utanırdım biliyor musun?


Ben olsam yemin olsun utanırdım


Senin ettiğini ben etseydim,


Ve kafamı koyduğum yastık başımı ağrıtmasaydı,


Yastıktan bile utanırdım


Sen hiç mi?


Cevabı ömür süren bir soru bıraktım sana




Çünkü senin ayıklanmamış duyguların avucunda


Benimse kalbim rehin bir cellat mezadında




Tedirginim aslında


Seni unutuyor olmak,


Hafızamı milyon kez zorlamama rağmen,


Yüzünü hatırlayamamak korkutuyor beni




Gel diye beklemiyorum artık


Hatta istemiyorum gelmeni




Ara sıra aklıma geliyorsun


Bana ne diyorum


Benim derdim yeter bana




Alıştım mı yokluğuna?


Vaz mı geçiyorum varlığından?


Tedirginim aslında


Ya başkasını seversem?


İnan o zaman seni hayatım boyunca affetmem




Kendi kopardığım çığın altında kalıyorum


Şimdi kalıntılarımın arasında başka biriymiş gibi dolaşıyorum




Çünkü bilmiyorum hala bazı şeylerin gerçek yerini


Çünkü hatırlayınca,


Başımın içinden geçiyormuş gibi olan şeyler, genellikle göğsümle boğazım arasında bir yeri


acıtıyor


Yumru diyorlar




Nasıl iyi olunur henüz öğrenemedim




Sana baktığım gibi baktım ağaçlara,


Çimene;


Ağaç,


Bana senin baktığın gibi değil


Ağaç, bana ağaç gibi,


Çimen, bana çimen gibi baktı


Eskisi gibi değil burası sensiz




Sen kırıldığın yerden bir kapı araladın bana


Bir kapı


İttirsem ardına dek açılacak


Ama ikimizi birden sığdıramam odana


Bana zor


Sana yazık




Ben düşünmeye başlayınca seni,


İnan ki, dağlar, taşlar,


İnan ki, bulutlar,


İnan ki, yağmur kar ve toprakla


Onlar da benimle birlikte


Ve onlar da benim kadar seni düşünürler




Bu sözleri söyledim sana


Ama daha o gün anlamalıydım




Benim bir kalmışlığım, durmuşluğum vardır zaten


Bir taş nasıl ağrır bir katılıkta?


Bu dünyada isteyip alamamak nedir?


Benden anlayın




Hep böyle kaldım dünyanın karşısında


Durmadan duran...






Eskisi Kadar Özlemiyorum Seni- Özdemir Asaf/ Sevgi Duvarı- Can Yücel/ Soğuk Kazı- Birhan Keskin