Dr. Ömer Demirbağ, “Ya Ben Öleyim mi Söylemeyince” programının bu bölümünde, şiirin Türk kültüründeki derin yerleşikliğini ve önemini vurguluyor. Şiirin, doğumdan ölüme kadar hayatın her alanına nüfuz ettiğini, günlük konuşmalardan isimlere, hatta lavabo duvarlarına yazılan şiirlere kadar örneklerle gösteriyor.Birçok büyük İslam alimi ve mutasavvıfın aynı zamanda şair olduğunu, şiirin bazen ilim ve velayet yolunda engel, bazen de destek olabileceğini belirtiyor. Ömer Demirbağ, Mevlana, İbrahim Hakkı Hazretleri, Dede Ömer Ruşenî ve Şeyh Galip gibi önemli şair-mutasavvıfları örnek vererek, Türk edebiyatının zenginliğine dikkat çekiyor ve gençleri bu mirası tanımaya çağırıyor.🌟 Programda Öne Çıkanlar 🌟📜 Şiirin Türk kültüründeki yeri: Ömer Demirbağ, şiirin Türk kültüründe hayatın her alanına nasıl işlediğini, günlük konuşmalardan cenaze merasimlerine kadar varlığını örneklerle açıklıyor.⭐ Alimler ve şairler: Birçok İslam alimi ve mutasavvıfın aynı zamanda şair olduğunu ve şiirin, ilim ve velayet yolunda hem engel hem de destek olabileceğini vurguluyor.📚 Önemli şair-mutasavvıflar: Mevlana, İbrahim Hakkı Hazretleri, Dede Ömer Ruşenî ve Şeyh Galip gibi önemli isimleri örnek göstererek Türk edebiyatının zenginliğine dikkat çekiyor.💡 Şiirin iki yüzü: Şiirin hem hayır hem de şer için kullanılabilen, keskin bir ustura gibi iki yüzlü bir sanat olduğunu, Kur’an’ın bile bu yönüne değindiğini belirtiyor.🗣️ Gençlere çağrı: Gençleri, dijital dünyanın ötesinde zengin bir edebiyat mirasının varlığına dikkat çekerek, Türk şairlerini tanımaya ve bu mirası keşfetmeye davet ediyor.daha fazlası videomuzda...Gelin, Beraber Yürüyelim...