
Hoşgeldin Peygamberimin Misafiri - B221 - Biri Bir Gün | Serdar Tuncer
MyMecra Podcast
Bu bölümde Serdar Tuncer, İstanbul trafiğinde sıkışmış bir telefon sohbetinden, köy yolunda yürüyen bir hocanın koyun çıngıraklarına; oradan da Medine’de ezanın doğduğu güne ve Londra’da rüyasında Peygamber Efendimiz’i (s.a.v.) gören bir İngiliz terziye uzanan uzun ama çok tanıdık bir hikâyeyi anlatıyor.Bir çoban köpeğinin havlaması, koyunların çıngırak sesi, şehir insanının “yetişeceğim” telaşı ve bir köyün sükûneti… Derken söz, ezanın tarihine, çanın anlamına, ezan okunurken kalbin ve hâlin nasıl olması gerektiğine geliyor.“Kendine yetişemiyorsan, her şeye yetişsen ne fayda?” sorusuyla metropol insanının koşturmacasını;“Ezan okununca radyoyu kapatmak zorunda kalmayacağın şeyi dinle” sözüyle de kalbin neyden beslendiğini sorgulatıyor.🕊️ Programda Öne Çıkanlar:✨ Bir telefon, bir çoban köpeği ve birkaç çıngırak sesinin insana “yaşamak böyle bir şey”i hatırlatması💫 “Kendine geç kalan” şehir insanının kendi ömrüyle yüzleşmesi🌿 Ezanın doğuş hikâyesi: Çan, boru, sancak, ateş… ve “onların adetidir” diyerek ayrışmanın ince ölçüsü🌱 “Gel bakalım Peygamberimin misafiri” sözüyle açılan hidayet kapısı🎧 “Ezan okununca kapatmak zorunda kalmayacağın” bir radyo ve kalbin dinleme terbiyesi🤲 Ezan okunurken susmanın, toparlanmanın, müezzinin cümlelerini tekrar etmenin ince edebi😌 Göze sokulan dindarlık ile sessizce yaşanan edepler arasındaki farkSerdar Tuncer’in kendine has üslubuyla anlattığı bu bölüm, aslında bir koyun çıngırağının değil; insanın kendi hayatını ıskalamadan, kendine yetişme çabasının hikâyesi…İnsana şu soruyu yeniden sorduruyor:“Hayatını ıskalamak üzereyken, bir sesle kendine yetişmek mümkün değil midir?”👉 Dinlerken hem tebessüme, hem tefekküre, hem de ezan okunurken “Ümmeti Muhammed’e dua ederken beni de araya katın” diyen bir kardeşinizin niyazına ortak olmaya davetlisiniz.Gelin, beraber yürüyelim…