Dr. Ömer Demirbağ, “Ya Ben Öleyim mi Söylemeyince” programının bu bölümünde, Divan edebiyatının önemini, zenginliğini ve günümüzde yeterince takdir görmemesini ele alıyor.Demirbağ, Divan edebiyatının Türk kültüründe derin izler bırakan, İslam’ın kabulünden sonra gelişen ve Arap-Fars edebiyatından etkilenerek özgün bir kimlik kazanan bir edebiyat biçimi olduğunu vurguluyor. Divan şairlerinin eserlerinin günümüzde yeterince anlaşılmamasının sebeplerini açıklıyor ve bu zenginliğin gelecek nesillere aktarılması gerektiğini savunuyor. Konuşma, Divan edebiyatının sanat müziği, Mevlid gibi halk arasında yaygın olan eserlere de etkilerini gösteriyor ve bu mirasın yeniden keşfedilmesi çağrısı yapıyor.🌟 Programda Öne Çıkanlar 🌟⭐ Divan edebiyatının zenginliği ve önemi: Dr. Ömer Demirbağ, Divan edebiyatının Türk kültürünün önemli bir parçası olduğunu, İslam’ın kabulüyle başlayan uzun bir tarihsel sürecin ürünü olduğunu ve Arap-Fars edebiyatından etkilenerek özgün bir kimlik kazandığını vurguluyor.📚 Günümüzde Divan edebiyatının yetersiz anlaşılması: Divan şiirinin anlaşılmamasının, altyapısının yeterince verilmemesi ve yanlış algılamalardan kaynaklandığını belirtiyor. “Damak zevki” metaforu ile bu durumu açıklıyor.🗣️ Divan edebiyatının halk kültürüyle ilişkisi: Sanat müziğinin ve Mevlit gibi eserlerin Divan edebiyatından beslendiğini ve bu zenginliğin halk kültürüne de yansıdığını gösteriyor.💔 Kayıp ve ihmal: Divan edebiyatının yeterince tanıtılmaması ve “Saray edebiyatı” gibi yanlış etiketlerle gölgelenmesini eleştiriyor.✨ Yeniden keşif çağrısı: Gelecek nesillerin bu zengin kültürel mirası tanıması ve takdir etmesi için bir çağrıda bulunuyor. Bu mirasın, edebiyat eğitimine dahil edilmesi gerektiğini ve devlet politikalarıyla desteklenmesi gerektiğini savunuyor.daha fazlası videomuzda...Gelin, Beraber Yürüyelim...